Saadet Partisi Manavgat İlçe Başkanı İlhami Demiral yaptığı bir açıklama ile 27 Mayıs Askeri Darbesini değerlendirdi.
Saadet Partisi Manavgat İlçe Başkanı İlhami Demiral, 27 Mayıs Darbesinin 65. yılı münasebetiyle değerlendirmelerde bulundu.
27 Mayıs 1960 tarihinde ağırlıklı olarak Albay kadrolarındaki cuntacı askerlerin organize ettiği bir darbeyle Demokrat Parti iktidarının sona ermesini tarihimizde kara bir lekenin açılmasına neden olduğunu vurgulayan Saadet Partisi Manavgat İlçe Başkanı İlhami Demiral, 27 Mayıs Darbesinin CHP’nin 1950 seçimlerine kadar sürdürdüğü dayatmacı toplumsal politikaları nihayete erdiren Demokrat Parti’nin toplumun doğal yollardan ilerlemesi ve gelişmesi anlayışını da sekteye uğrattığını vurguladı.
27 Mayıs’ın “özgürlükçü bir anayasa getirdiğine” dair yürütülen propagandanın darbeyi aklama çabası olarak değerlendirdiklerini aktaran Saadet Partisi Manavgat İlçe Başkanı İlhami Demiral, 27 Mayısın halk iradesi ve milli egemenlik prensibi ile seçimle iktidara gelen bir yönetimi sonlandırmasının en büyük özgürlüğü ortadan kaldırmasının gözden kaçırmak için dilendirilen yanlı bir bakış açısı olduğunu ve bunun hala belirli çevrelerce devam ettirildiğini şaşkınlıkla gözlemlediklerini açıkladı.
En son örneğini 15 Temmuz 2016 tarihinde gördüğümüz ve günümüze kadar uzanan döneme sirayet eden darbeler ve muhtıralar sürecini başlatan 27 Mayıs’ın, 1963’den 1982’ye kadar 20 yıla yakın bir süre ile “27 Mayıs Hürriyet ve Anayasa Bayramı” adıyla kutlanmasını da eleştiren İlhami Demiral, darbe bayramının varlığını ve kutlanmasını ülkenin o tarihlerde içinde bulunduğu akıl tutulmasının hangi boyutlara ulaştığını da gözler önüne serdiğini ifade etti.
Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın öldürülmesi, Demokrat Partili idarecilerin eziyet ve aşağılama ile mağdur edilmesinin millet hafızasında tazeliğini koruduğunu aktaran Saadet Partisi Manavgat İlçe Başkanı İlhami Demiral, 27 Mayıs ile sivil hayat ve yönetimde başlayan vesayetin maalesef ki uzun yıllar devam ettiğini hatta bu vesayetin günümüzde silahlı cuntalar yerine mafyaya, kamu malını çalan bazı siyasilere, terör örgütlerine, iş adamı kılıklı çetelere, cübbeli menfaatperestlere dönüştüğünü aktardı.
Darbeleri mal, mülk, can ve ırz emniyetini ortadan kaldırabilecek, hakları gasp eden bir anormallik hali ve zillet aşaması olarak değerlendirdiklerini ifade eden Saadet Partisi Manavgat İlçe Başkanı İlhami Demiral, darbecilerin apaçık bozguncu ve fesatçı olduklarının altını çizdi. “İnsanların hakkı olan şeyleri kısmayın. Bozgunculuk yaparak yeryüzünde karışıklık çıkarmayın.” ayetini de örnek veren İlhami Demiral, sözlerine şu şekilde devam etti “Şuara suresi 183. Ayetinde de buyrulduğu ilkeler çerçevesinde 27 Mayıs’a yaklaşırsak eğer 27 Mayıs’ın toplumun bir kısmının haklarını elinden aldığını da görüyoruz. Örneğin I. Dünya Savaşına, İstiklal Harbine katılmış askeri kadrolar ordudan, Demokrat Partililer ise politik hayattan tasfiye edilmiş, sermaye birikimi hem zayıflatmış hem de sermaye transferi milletin aleyhine olacak şekilde gerçekleşmesine ortam hazırlamıştır. Aşırı solun, Baasçı zihniyetin, elitist siyasi mühendislik algısının siyasi hayatımıza girmesine olanak tanıyan 27 Mayıs Darbesi, Türkiye’yi uzun yıllar fitne ateşine hapsederek kardeş kanının akıtılmasına neden olduğu asla unutulmamalıdır.”
Saadet Partisi Manavgat İlçe Başkanı İlhami Demiral, “27 Mayıs sonrasında Yassıada Duruşmalarında adaletten ve hukuktan uzak bir anlayışla yargılanan ve İmralı’da idam edilen Eski Başbakan Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’yu rahmetle anıyor adaletin, hukukun ve olgunlaşmış bir demokrasinin var olduğu, Demakratur’un sona erdiği yeniden büyük Türkiye idealinin hakim olduğu bir Türkiye temenni ediyorum.” diyerek açıklamasını tamamladı.