
“Ben bilmem, merkez bilir” diyen parti fark etmeksizin siyasiler ve kamuoyu adına konuşan şov peşindekiler siz neyi başarabilirsiniz? diyerek sonda söylemem gerekeni en başta söyleyerek söze başlayayım.
Manavgat halkı gündüz vakti eline el fenerini almış, Manavgat’ın sokaklarında AK Parti ve CHP ilçe yöneticilerini ve vekillerini arıyor.
Yıllardır fakirleştirilen, ezilen, en insani ihtiyaç olan sağlık hizmetini bile hastane yetersizliğinden dolayı adam akıllı alamayarak Alanya, Antalya ve Konya yollarında şifa arayan Manavgatlı hemşerilerimiz, AK Parti ve CHP yöneticilerini veya vekillerini bulsalar, “burnumuzun dibine kadar gelen Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nu niçin kolundan tutup kısa bir süreliğine de olsa Manavgat’a getirmediniz?” diye soracaklar. Ya da “Madem bakanı Manavgat’a getiremediniz, hiç olmazsa sizler İbradı’ya gidip Manavgat Devlet Hastanesi inşaatının akıbeti hakkında bilgi alsaydınız” diyecekler. Ama bunların hiçbiri olmadı. Olacağa da benzemiyor.
Manavgatlının 7’den 70’e gündeminde tuttuğu Manavgat Devlet Hastanesi inşaatının birinci derecedeki yetkilisi İbradı’yı ziyaret ediyor, gözlerimiz AK Parti ve CHP Manavgat İlçe yöneticilerini ve vekillerini arıyor ama hiçbirini bu ziyarette bakanın yanında göremiyoruz.
Manavgat’taki bir düğüne ya da taziye çadırına gittiğinizde rahatlıkla bulabileceğiniz İlçe yöneticilerini ve milletvekillerini İbradı’da görememek hastane konusunda kimin ne kadar samimi olduğunu göstermeye yetiyor. Belki de bu kişilerin önceliği Manavgat’ın birincil önceliğine sahip sorunu Manavgat Devlet Hastanesi inşaatı değil de düğünlerle, taziyelerle göze hoş görünmektir. Ne diyebiliriz ki?
Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım’ın AK Partiye katılım töreninde gördüğümüz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğraf karesine girebilmek için mücadele eden AK Partili Antalya vekilleri ve il yöneticilerinin aynı heyecanı Sağlık Bakanını Manavgat’a getirerek hastane meselesini yerinde anlatmalarında görememek AK Parti’nin Manavgat’a hangi gözle baktığını göstermeye yetmiştir.
Hem AK Parti hem de CHP’li vekiller, il ve ilçe idarecileri halkın içindeymiş gibi görünüyorlar ama maalesef ki yoklar! Bazı vekiller el öpmeye giderek çay servisi yaparken CHP ile ilgili iddiaları gündeme getirirken bazı vekiller de Side’de ki villaları ve şehir içindeki rezidanslarıyla ilgili iddiaları cevaplamamak için olsa gerek hiç işlevi olmayan soru önergeleri hazırlayarak göz boyamakla meşgul. Hele hele kimisi de var ki otelinin konfor alanından dışarı bile çıkıp Manavgat’ta ne oluyor ne bitiyor diye merak dahi etmiyor. Daha da vahimi İlçe Başkanları her şey güllük gülistanlıkmış gibi ya düğünlerde ya da kendisinin yapması gereken konuşmaları başka ilçe başkanlarına yaptırma derdine düşmüş, sanki partisinde iki kelimeyi bir araya getirebilen yönetici hiç yok!
Sadece AK Partili ve CHP’li siyasiler değil onların uydusu haline gelen farklı siyasi partiler de oda başkanları da, STK’larda , Manavgat’ın sahibi gibi davranıyorlar ama Manavgat’ı yoksulluğa, yalnızlığa, sahipsizliğe ve niteliksiz, eksik hizmetlere terk ediyorlar.
Tıpkı Manavgat Devlet Hastanesi inşaatını kendi kaderlerine terk ettikleri gibi!…
“Söz konusu Manavgat ise gerisi teferruattır”, “Manavgat’a bir çivi çakandan Allah razı olsun” diyen Manavgat menşeili AK Partili ve CHP’li vekillerin, ilçe teşkilat yöneticilerinin Sağlık Bakanına ulaşamaması, onu elbirliği yaparak Manavgat’a getirememesi bu vekil ve ilçe yönetimlerinin hizmetten ziyade popülizme ne kadar da mahkûm olduklarını gösteriyor.
AK Parti’nin ve CHP’nin Manavgat’a yıllardır reva gördüğü tek bir siyasi söylemi var:
“Ben bilmem, merkez bilir”. Maalesef ki her iki parti de ne o merkeze gidecek yolu inşa edebildiler ne de Manavgat yararına gözle görülür bir şeyleri yapabildiler. Kalın sağlıcakla.






