DEVA Partisi Manavgat İlçe Başkanı Dilaver Akpolat yazılı bir basın açıklamasıyla son günlerde Manavgat’ta yaşanan tutuklama ve göz altılarla ilgili görüşlerini kamuoyu ile paylaştı.
Akpolat’ın basın açıklamasından önemli kesitler şu şekilde: “Manavgat Belediye Başkanı’nın tutuklanması, hukuki bir süreçten çok, siyasetin dizayn edildiği, siyaseti yeniden yaratmak ve bu yönde şekillendirerek bir operasyon görüntüsü vermektedir. Bu durum, doğrudan halkın sandıkta ortaya koyduğu iradeye bir müdahaledir.
Eğer ortada bir yolsuzluk mevzubahis ise, kamuya karşı işlenmiş bir işlem, zarar varsa elbette hukuk devreye girmeli ve gereken sonuna kadar yapılmalıdır.
Bizim de parti olarak savunduğumuz; Yolsuzlukların üzerine yasalar çerçevesinde gidilip gerekenin en seri şekilde yapılmasıdır.
Ancak hukuk, bir siyasi sopa veya mühimmat olarak değil; Herkes için eşit, bağımsız ve tarafsız olmalıdır.
İktidarın hoşuna gitmeyen her muhalif figürü terörle ya da yolsuzlukla veya başka bir yafta ile ilişkilendirmesini, ne hukuki ne de vicdani bir tutumdur.
Bir yandan yatırım, öğretim, ihracat derken diğer yandan birçok iş insanını, belediye başkanlarını yargı yoluyla baskı altına almak, ülkemizde sebep olduğunuz çöküşü dahada hızlandırmaktan başka bir işe yaramaz.
Şu soruyu sormak mecburiyetindeyiz:
Neden bu tür operasyonlar hep muhalif belediyelere veya iş insanlarına yönelik yapılıyor?
İktidar çevresindeki belediyelerdeki yolsuzluk iddiaları neden yıllardır görmezden geliniyor?
Adaletin tecelli etmesi için hukuk herkes için eşit ve tarafsız işletilmelidir.
Aksi takdirde bu, hukuku araçsallaştırmak ve toplum üzerinde bir korku iklimi yaratmak anlamına gelir. Bu etik de değildir, vicdani de değildir.
Demokratik bir hukuk devleti, güçlü bir ekonomi itibarlı bir dış politika, yargının bağımsız ve tarafsız çalışmasıyla mümkün olur.
Bir yandan yatırım, öğretim, ihracat derken diğer yandan birçok iş insanını, belediye başkanlarını yargı yoluyla baskı altına almak, ülkemizde sebep olduğunuz çöküşü dahada hızlandırmaktan başka bir işe yaramaz.
Kamu barışını bozan hükümetin uygulamalarını eleştirmek değil yapılan her ayrıştırıyı kamu barışını bozmaya elverişli olarak niteleyip cezalandırmaya kalkmaktır.
Soyut ve subjektif bir değerlendirmeyle ülkede herkesi olağan şüpheli haline getirmek hukuk devletinin iflası anlamına gelir.
Her konuşanı susturarak gerçekleri örtemezsiniz, her konuşanı susturarak insanları susturamazsınız.
Biz DEVA Partisi olarak;
Hükümet, sivil toplumu ve meslek örgütlerini susturmak için yargıyı bir sopa olaraka kullanmaktan vazgeçmelidir.
Ayakkabı kutusundan ayakkabı, baklava kutusundan baklava çıkan,
Adaletin şaşmadığı, hukukun üstün olduğu tam demokrasinin işlediği bir Türkiye için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Halkın iradesine saygı, hukukun üstünlüğü ve temiz siyaset olan vazgeçilmez ilkelerimizi savunmaya devam edeceğiz.”