Manavgat siyasetinin ve siyasetçilerinin halktan kopuk tavrı, popülizmi ve şahsi hedefleri için yürüttüğü bencil politik davranışları ve tutumları halkın yapayalnız kalmasına neden olduğu herkesçe malumdur. Hayatı okey oyunu olarak gören milletvekillerinin, belediye başkanlarının verdiği fotoğraflar hafızalardaki yerini korurken kamusal kaynakların yağmalanmasına Manavgat siyasetinin yeteri tepkiyi göstermemesi durumun ne kadar da hazin bir noktaya ulaştığını göstermektedir.
Manavgat siyasetindeki yanlış yönlendirmeler AK Parti’de olduğu gibi CHP’de de olanca hızıyla devam ediyor. Nitekim Antalya Gündem Gazetesinin haberine göre Manavgat Belediye Başkan Vekili Mehmet Çiçek verdiği bir mülakatta “Eski başkanımız Şükrü Sözen de yaklaşık 2 yıl içeride kaldıktan sonra çıktı ve İçişleri Bakanlığı görevine iade edince devam etti. Biz Niyazi Nefi Kara’nın beraat ederek görevine geri dönmesini bekliyoruz.” sarfettiği sözleriyle partisinden çıkan belediye başkanlarının durduğu noktayı bizlere bir kez daha göstermiş oldu. Yeni başkanın tutuklanmasını doğal karşılayan bu söylem masum olmadığı gibi eski başkanı da kötülemekten başka bir anlam ifade etmiyor. Ahmet Cevdet Paşa’nın hazırlanmasında büyük katkılarının olduğu Mecelle’de geçtiği gibi “Sui misal emsal değildir” yani yanlış bir olayda geçmişteki bir yanlışı örnek göstererek kendinizi haklı çıkaramazsınız. Örneğin zimmet, irtikap veya yolsuzluk yaptığı hukuken sabit olan herhangi bir belediye başkanına “Niçin çaldın, neden yolsuzluk yaparak kamuyu zarara uğrattın?” diye sorulduğunda o da cevaben “Benden önceki de çalmış ve yolsuzluğa bulaşmıştı, ben de çaldım.” dese verdiği misal, onu mazur göstermez, suçu ortadan kaldırmaz. Belediye Başkan Vekili Sayın Mehmet Çiçek bu örneği verinceye kadar “Berâet-i zimmet asıldır” diyerek hem N. Nefi Kara hem de son bir haftadır Şükrü Sözen için ortaya atılan yolsuzluk iddialarıyla ilgili “Burası hukuk devletidir asli berâet ilkesi hâkimdir, kişi suçu ispat edilirse suçlu, borcu ispat edilirse borçlu olur” demeliydi.
Yolsuzluk, Rüşvet ve İrtikap İddiaları CHP Manavgat’ın Kimliğine mi Dönüşüyor?
Niyazi Nefi Kara’nın ve bazı çalışma arkadaşlarının hepimizce bilinen iddialarla tutuklanmasını hasıraltı etmeye dönük bu açıklama mealen “bizden seçilen belediye başkanları yılı dolar dolmaz yolsuzluk iddiasıyla tutuklanır sonra göreve iade edilir” anlamına gelmiştir. Bu yaklaşım dilimize yapışan masumiyet karinesi ilkesini belediye başkanları açısından Manavgat kamuoyunun nezdinde tartışmalı hale getirmeye yetmiştir.
Partisi ve seçilmiş belediye başkanları acaba neden sadece Manavgat’ta bir yılı doldurur doldurmaz tutuklanıyor sorusuna yanıt vermeden yapılan bu açıklama “kötü örnek, örnek değildir” ilkesinin ne kadar da doğru olduğunu bizlere bir kez daha göstermiştir.
Mehmet Çiçek’in bu açıklaması artık Manavgat siyasetinde CHP’li Belediye Başkanlarının yolsuzluk iddialarıyla tutuklanmasının normal karşılanması gerektiği dönemi resmen başlatmıştır. Ne acıdır ki bu normalleşmeyi başlatanda 2024 Mart’ında, önce Belediye Meclis üyesi sonrasında da Belediye Başkan Vekili seçilen Mehmet Çiçek olmuştur. Tebrikler.
Çiçek Gibi Manipülasyon
Manavgat Belediyesi Başkan Vekilinin mülakatında geçen “Manavgat halkı, operasyonun kumpas olduğunu ve sadece CHP’li belediyelere yapıldığını düşünüyor.” Söylemi ise Manavgat Halkına atılan bir iftiradan başka bir şey değildir. Sayın Belediye Başkan Vekili Mehmet Çiçek’e sormak lazım Manavgat halkının böyle düşündüğünü nereden biliyorsunuz? Konuyla ilgili bir anket mi yaptınız yoksa Manavgat Meydanında bizim haberimiz olmadan halk toplantıları, halk buluşmaları düzenleyerek katılımcıların fikrini teker teker mi dinlediniz? Tabi konuyu CHP Manavgat İlçe Örgütünde partililerinizle görüştüyseniz o zaman iddianızda belki bir miktar haklı olabilirsiniz!
CHP Manavgat’ta Sahte Kahramanlık Üretim Merkezine mi Dönüşüyor?
AK Parti propagandasıyla Türkiye çok fazla sahte kahramanlık hikâyesi dinledi. Bunların bazıları tuttu bazıları saman alevi gibi yandı gitti. Çok önemli değil ama CHP’nin yolsuzluk ve rüşvet iddiaları konusunda takındığı tavır şaşılacak türden. CHP bir parti olmaktan çıkıp bir cast merkezine dönüşmeye başlamış gibi görünüyor. Hani oyuncu yetiştiren, kahramanlık destanları yazan, kurtarıcı üretim merkezleri var ya işte ondan. Manavgat’ta basına yansıyan ve halkın dalga konusu haline gelen yolsuzluk iddialarına birer birer cevap vermesi gereken CHP yönetimi, Belediye Başkan Vekilinin seçiminde CHP’li Belediye Meclis Üyesi Mehmet Çiçek’in Başkan Vekili seçilmesini destanlaştırarak neredeyse süreci bir mit haline getirdi. Özgür Özel Beyoğlu Mitinginde tutuklu Belediye Meclis üyelerinin istifasından yedek üyelere ve bu kişilerin Belediye Başkanlığı koltuğunu yine CHP’de kalmasını sağlayacak oyları vermesini kahramanlık hikayesine dönüştürerek CHP’li meclis üyelerini kahraman ilan etmesi sözün bittiği yer oldu. Çekinmeseler kahramanlık marşı besteleyip hep bir ağızdan okuyacaklardı. Özgür Özel’in unuttuğu temel nokta kahraman ilan ettiklerinin de yolsuzluk iddialarına şahitlik yaptığıdır. Tutuklamalarla ilgili ortaya atılan ve basına yansıyan tüm iddialar Manavgat’ta ticaretin ve siyasetin içinde olan herkesin bildiği şeylerdi. Dolayısıyla da kahraman ilan ettikleri de bunları biliyorlar ve duyuyorlardı. Vahim olan ise iddialara konu olan eylemleri engellemek için bu sözde kahramanların hiçbir şey yapmamış olmalarıydı.
Memleketin Kahramanlara Değil Namuslu İnsanlara İhtiyacı Var
Bizin Kahramanlara değil namuslu insanlara ihtiyacımız var desem çok mu ağır olur yoksa hak edilmiş bir cevap mı olur bilmiyorum. Kanaatimizce Manavgat’ın da ülkenin de siyasi kahramanlara ya da politik kahramanlık hikâyelerine karnı tok. Hele ki kahramanlık şiirlerine, marşlarına ve de sloganlarına hiç mi hiç ihtiyacı yok. Bu millet sadece insan şerefine layık bir yaşam ve yönetim talep ediyor. Şeffaflık, hesap verilebilirlik, katılımcılık, istiyor. Kısacası “Ne AK Parti ne CHP hukuk devleti olabilmek tek çare”…
Kalın sağlıcakla.