AK PARTİ’NİN PAPA, CHP’NİN NOEL BABA SEVGİSİ

0
126

Duydunuz mu bilmiyorum ama Demre’de Noel Baba Festivali düzenlenecek. 18-21 Aralık 2025 tarihleri arasında CHP yönetimindeki Demre Belediyesi tarafından ikincisi gerçekleştirilecek olan Noel Baba Festivalinin Demre ve Antalya’nın tanıtımına, kültür turizmine önemli katkı sağlayacağı gazete manşetlerinde yer aldı.

Türk Belediyeciliğine son 20 yıldır hâkim olan festival düzenlenme alışkanlığı ülkemizi özellikle de turizm memleketlerini festival çöplüğüne çevirirken bu konuda antrenmanlı olan Manavgat; motordan, zeytin ve yağına, Girit yemeklerinden Yörüklüğe, karpuzdan ve kiraza kadar pek çok alanda festival düzenleyerek festivalkeş bir kente dönüştü. Peki ya sonuç: sadece israf ve gazete manşetlerinde kalan koca bir arşiv.

Pimi çekilmiş el bombası misali, kendini ispatlamak için hangi alanda festival yapacağı belli olmayan belediyelerimiz bu sefer de Noel Baba’ya kapıldı. Kentlerinin kış aylarında sular altında kalıp seraların zarar görmesiyle pek ilgilenmediği anlaşılan CHP’li Demre Belediyesinin, Noel Baba Festivali profesyonel festival düzenleyicisi olan Manavgat Belediyesinin bile ruhuna rahmet okutmasını üzülerek izliyoruz.

AK Parti iktidarının Papa’ya karşı tavrı ve Papa için Türk yurdunda özelliklede I. Haçlı Seferi sırasında kaybettiğimiz zamanın Türk başkenti İznik’te yapılan törenler, ayinler ve diğer etkinlikler I. Kılıçaslan’ın ve Sultanöyüğü (Eskişehir) Savaşı şehitlerinin aziz hatırasını ayaklar altına aldığını canlı yayında izledik. İzlerken de iktidarın nasıl da laiklik, muhafazakarlık, dindarlık ve Türk Milliyetçiliği gibi tasavvurları rafa kaldırdığını, bu tasavvurların ne kadar da kendisinden uzak olduğunu bizlere gösterdi. Zaten İmralı süreci bunun çoktan habercisi değil miydi? Papa’ya gösterilen hürmet ve saygının binde biri bile İznik’ten Ereğli’ye uzanan coğrafya da yatan, mezarlarının yeri bile belli olmayan I. Haçlı Seferi orduları tarafından şehit edilen Müslüman Türk askerinin aziz hatırasına bile gösterilmedi.

Gerçi bizler AK Partinin söylem ve eylem uyumsuzluğuna İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği soykırım sırasında yürüttüğü dış politikada çokça görmüştük. Zaten AK Parti’nin hissetmediği, yaşamadığı değerlere sahipmiş gibi kendisini göstermesine 23 yıldır şahidiz. Peki AK Parti iktidarının alternatifi gibi bizlere pazarlanan daha doğrusu dayatılan CHP’nin Papa’nın küçük kardeşi olarak saydığımız Aziz Nicolas hayranlığı nereden karşımıza çıkıyor?

Hani her seferinde altı okundan birinin Laiklik diğerinin Ulusçuluk olduğunu, memleketin kurucu partisi olma apoletini kasıla kasıla ifade eden CHP ve onun Demre Belediyesi size ne oluyor? Siz hani AK Parti gibi değildiniz?

Gazanın ve cihadın bayraktarı olan şeref ve izzet sahibi Selçuklu ve Osmanlı’nın varisi Türk Milleti, AK Parti iktidarının Papa’ya, CHP’li yerel iktidarın Noel Baba dediği Aziz Nicolas için düzenlenen güzellemelere, konserlere, kadınlı erkekli kurulan ilahi gruplarına, şenliklerine katlanmak zorunda mıdır?

Demre Belediyesinin CHP’li Belediye Başkanı Fahri Duran geçen sene ilkini düzenlediği Noel Baba Festivalinin ikincisini neden AK Parti iktidarının Papa hadisesinden dolayı bu kadar çok yerden yere vurulduğu bir ortamda ortalığı ayağa kaldırarak düzenler? Demre’nin altyapı çalışmalarını tamamlayarak sağanak yağışlarda çiftçinin zarar görmesini engellemek varken Noel Baba’nın resmini neden Belediyenin İnternet sitesindeki logosunun içerisine koyar, ve neden tepeden tırnağa tüm Antalya’nın birinci sınıf protokolünü Noel Baba Festivaline davet eder? Aslında bu soruların cevabını sadece başkana değil her soruya bir cevabı olan Nail Bey’e ve Cavit Arı’ya da sorduğumuzu kabul edin. Evet Nail Bey VE Cavit Bey’e soruyoruz AK Parti’nin Papa ziyareti sırasında Batıya verdiği mesajı CHP olarak siz Aziz Nicolas Festivaliyle Demre üzerinden mi veriyorsunuz?

Bir Piskopos Olan Noel Baba mı Halkın Kahramanı Hızır İlyas mı?

Evlere bacadan giren, Kapitalizmin sömürü araçlarından, misyonerliğin şirin görünen yüzü Noel Baba bazen Myralı Nicolas bazen de Barilli Nicola veya Santa Claus isimleriyle anıldı. MS 300’ler de Pataralı zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Aziz Nicola hayatı boyunca pagan Artemis inancıyla mücadele ederek 325 Papa’nın ayin düzenlediği İznik’te Konsile katılmıştır. Rivayetlere göre Myra Başpiskoposu unvanını burada alarak Hıristiyanlığın Anadolu’da kurumsallaşmasına hizmet etmiştir. 17. Yy. da Noel Baba’ya dönüştürülen Aziz Nicolas, ilerleyen dönemlerde hem kapitalizmin tüketim araçlarından birine hem de misyonerlik faaliyetlerinin sevimli bir uzantısı haline geldiği CHP’liler ve AK Partililer hariç herkesçe malumdur. CHP’nin laik kanadıyla ve AK Parti destekçisi liberal, kentli modern elitler Hızır İlyas Kültünü ülkemizde hurafe ilan ederken Hızır İlyas’tan çok daha maharetli Noel Baba, Demre Belediyesi’nin geçici logosuna dönüştürüldü. Ne de olsa Hızır İlyas Kültü Kapitalizmin aracına dönüştürülemeyecek kadar halkçı ve gariban babasıydı. Ne diyebiliriz ki? Zaten her iki parti de neoliberal politikalara teslim olmadı mı?

Noel Baba Şenlikleri Sizin Olsun Bize Hızır İlyas Yeter!

Sadece para kazanmaya dayalı ve herhangi bir milli kimliği bulunmayan Türk Turizmini geliştirmek gayesiyle 1981’den beri dönem dönem basit düzeyde Noel Baba Şenliklerinin düzenlendiğini her Antalyalı bilir. Aynı Demre’de Hıristiyan bir cemaatin yaşamadığını bildiği gibi.  Ama buna rağmen Anadolu’nun pek çok yöresinde olduğu gibi Demre’de de yıkık kilisenin ayağa kaldırılması ve şimdilerde festivallerle Noel Baba törenleri düzenlenmesi Türk Milleti’nin kültürüne ve inancına yapılan bir saldırıdır. Aynı Papa için İznik’te yapılanlar gibi.

Laikliğin teminatı ve Türk Ulusçuluğunun teorik bir kalesi iddiasındaki CHP’li Demre Belediyesi’nin, Türkiye’nin milli ve manevi değerlerini koruma da bir hat çizdiği argümanını kullanan Milliyetçi, Muhafazakâr AK Parti ile beraber yaptığı etkinlikler çürümenin boyutlarını gözler önüne sermektedir.

İster turizmi güçlendirme isterse diplomatik ilişkilerin gerekliliği veya hoşgörü adıyla olsun hiç fark etmez, Türkiye bir İslam toprağıdır. Türkün kimliğine, değerlerine, maddi bütünlüğüne zarar verebilecek, misyonerliği meşrulaştıracak bu türlü öngörüsüz çalışmalara kapı aralanamaz.

Şairin dediği gibi “Ben bir Türk’üm; dinim ve cinsim uludur”. Kalın sağlıcakla.