Manavgat Belediyespor, Bölgesel Amatör Ligi ( Bal Ligi) macerasını Play-Out müsabakasında Konya ekiplerinden İrfan Aksoy İnşaat Ereğlispor karşısında 1-0 kaybederek tamamladı. Beklenti bir üst lige çıkılmasıydı ama olmadı. Spordur bu kazanırsın veya kaybedersin, yolun sonu değildir. Maçın ya da takımın teknik analizini yapacak değiliz. Zaten yapın deseniz de yapamam. Futbol anladığım iş değildir, eğlence olsun diye sadece izlemeyi severim.
Halkçıların Futbol ve Şeffaflıkta Sınıfta Kalması
Manavgat Belediyespor’un yönetim anlayışı ve kentteki işlevi ile ilgili dergimizin önceki sayılarında bazı yazılar yazmış ve Nefi Kara’nın kulüp başkanı olmasıyla oluşturulan yeni yönetim hakkında düşüncelerimizi sizlerle paylaşmıştık. O yazılarda kulüp yönetiminin halkçı bir başkana sahip olmasına rağmen halkı, emekçiyi ve kentliyi temsil etmekten ziyade bir nevi ağalar saltanatını yani burjuva kulübü oluşturduğuna değinmiştik.
Takımın kurulması, giderlerinin karşılanması, pirimler ve transfer ücretleri ile ilgili Manavgat Belediyespor yönetiminden şu ana kadar hiçbir açıklama yapılmadı. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Amatör Alt Ligi Sosyal Medya Hesabından yaptığı paylaşımdan görüyoruz ki; 2017 yılından beri Bal Ligi’nde mücadele eden Manavgat Belediyespor 2025 yılı itibariyle, sekiz yıllık bir sürede takıma 500 Milyon Lira’nın üzerinde bir harcama yapmış. 2024-2025 yılı için harcanan paranın 80 milyon lira olduğu Manavgat sokaklarında konuşuluyor. Bu iddiaların varlığı herkesin dilinde. Doğru mudur değil midir bilmiyoruz. Bilmiyoruz çünkü CHP’li Halkçı Belediye Başkanı 31 Mart 2024 seçimlerinden hem partisinin kurumsal propagandasında hem de şahsının Manavgat’ın farklı beldelerinde ve mahallelerinde gerçekleştirdiği konuşmalarında verdiği sözü tutmadı. Peki neydi o söz? Gelin birlikte hatırlayalım: “ dürüstlük, şeffaflık, hesap verilebilirlik ilkeleri çerçevesinde halk ve kamu yararına çalışılacaktır. Yolsuzluklarla etkin mücadele için kamuda şeffaflaşmayı sağlayacağız…”
Bu kapsamda 2024-2025 sezonunda futbol takımına ne kadar para harcandı, bu paranın yüzde kaçı belediye bütçesinden, yüzde kaçı yönetim kurulu üyelerinin şahsi harcamalarından ve yüzde kaçı bağışlardan karşılandığına dair soruların cevabı halen yok. Takımın net sponsorluk listesinde kimler vardır, ne kadar maddi katkı sağlamışlardır bilinmiyor? Yönetim kurulu dışında hangi firma ya da şahıs ne kadar bağış yaptı ya da bağışçıların bağışı yaparken bunu hangi gerekçelerle gerçekleştirdiğini bilmiyoruz? Diğer amatör branşlara sağlanan katkı ne kadardır, tüm sportif faaliyetler içerisindeki oranı nedir? TFF ayrıca Manavgat Belediyespor’un 2024-2025 sezonu için harcadığı paranın 70 Milyon Lira olduğunu da paylaştı. Doğru mudur? Bilebilmemiz mümkün değil elbette!..
Şeffaflık, halkçılık, kamu yararı sloganlarıyla seçim kazanan Kulüp Başkanını yani Belediye Başkanını bu sorulara cevap vermeye davet ediyoruz diyeceğiz ama cevap vermeyeceği hepimizce malumdur. Ne de olsa şeffaflık bunu gerektirir! Yeri gelmişken söyleyeyim keşke futbol için toplanan bağışların bir miktarı delik deşik yolları onarmak için kullanılsaydı.
Halkçı Mahalle Baskısı ve Sosyal Belediyeciliğin Ötekileştirme Anlayışı
Eskişehirspor ile mücadelenin ilk yarı sonunda kızışmasıyla beraber spor kardeşlik, sevgi ve hoşgörüye açılan bir kapı olduğunun uydurma olduğunu anlamaya başladık. Bu anladığımız günlerde ise Türkiye Tarihine geçecek olan Halkçı bir “Mahalle Baskısı” da kurgulanarak devreye sokuldu. Manavgat Halkının hepsi Manavgat Belediyespor’u destekleme gibi bir zorunluluğu varmışçasına bir hava oluşturan Belediye yönetimi takımı, CHP gençlik kollarının reklamına alet etmekten de imtina etmedi. Sanki CHP’liliğinizi ve Manavgatlı lığınızı ispatlamak takımı desteklemekle eşit. Belediyenin çağrısıyla esnaf ve işletme sahipleri caddeleri işletme isimlerinin yer aldığı bayraklarla donatmak zorunda kaldı. Bayrak asılması takımı desteklemekti eğer bu yapılmazsa zabıtlarla denetlenebilir ve dışlanabilirdiniz. En azından böylesine bir algı oluşturuldu.
Manavgat’ta Manavgatlılardan sonra en kalabalık nüfus malum Konyalılara aittir. Manavgat Belediyespor’un mücadele ettiği ligde ise 3 Konya ekibi var. Bunlardan Akşehir ve Ereğli kulüpleri ise köklü olanlarıdır. Manavgat Belediyespor’un kendi evinde oynadığı maçta Akşehir ve Ereğli kulüplerini destekleyen ve Manavgat’ta yaşayan doğru düzgün Konyalı bile yoktu. Kendi imkânlarıyla Ereğli’den ve Akşehir’den gelen taraftarlar vardı. Çünkü Konya takımlarının desteklenmesi halinde Manavgat’ta yaşayan Konyalılar ötekileştirileceğini biliyor, belki de “ekmek yediğiniz yere ihanet ettiniz…” gibi cümlelerle çalışacak fısıltı gazetesiyle gerçekleştirilecek ithamlarla bir gerginliğe kurban gideceklerini biliyorlardı.
Eskişehirspor maçı öncesinde ve sonrasında yaşanılan kaos ve kötü yönetim anlayışıyla kentte bırakın ötekileştirmeyi ve mahalle baskısını futbol linçi başlatıldı. Koca koca adamlar gazetelerde, yayınlarında, sosyal medya paylaşımlarında nasıl da fanatik Manavgat Belediyesporlu olduklarını anlattılar. Hele bazıları Manavgatlı değilse kendi memleketinin takımını bile tutmadığını beyan etmek zorunda kaldı. Zannedersiniz ki Manavgat Belediyespor 100 yıllık kurumsal bir takım ve adından sıkça söz ettiren bir taraftar topluluğuna sahip. Madem herkes Manavgat Belediyesporlu acaba neden Eskişehirspor maçı hariç hiçbir maçta stat tıklım tıklım dolmadı? Madem herkes Manavgat Belediyesporlu ve fanatik neden Afyon’da oynanan Ereğlispor maçına 1000 kişilik bir taraftar grubu bile gitmedi? Cevap açık çünkü hiç kimsenin gönül dünyasında Manavgat Belediyespor kültürü diye bir şey yok. Herkes şişirme cümlelerle Belediyenin hışmından korunmak için sözde Manavgat Belediyesporlu olduğunu söylüyor.
Anlatmaya çalıştığımız şey AK Parti’nin yıllardan beridir yaptığı kamu gücünü kullanarak yürüttüğü zorlama siyasetini örnek alan Belediye yönetiminin göz korkutmayla herkesi Manavgat Belediyesporlu yapmaya çalışmasıdır. Bu baskıcı yöntem bizlere Manavgat’ta adı konulmamış bir ötekileştirme siyasetinin hangi boyutlara ulaştığını göstermiştir. İnsanımızın ötekileştirilmemek için nasıl da takiye yapmak zorunda bırakıldığını gözler önüne sermiştir. Demek ki “Halkçı Ötekileştirme” ve “Halkçı Mahalle Baskısı” da varmış. Tebrikler CHP tebrikler Niyazi Nefi Kara. Sayenizde literatüre “Halkçı Ötekileştirme” ve “Halkçı Mahalle Baskısı” kavramları da girmiş oldu.
Kardeşliğin, hoşgörünün kalbi olan spor maalesef ki Manavgat’ta bir Belediye Başkanının kibrine yenilmiş oldu. Eski kulüp başkanı döneminde kulüp yönetimi belki bu kadar maç kazanamıyordu ama şehrin tansiyonunu ve kardeşliğini de bozmuyordu. Eski başkanlarda başarı istiyordu. Ama bu uğurda ötekileştirme, mahalle baskısını kullanmıyordu. Futbol bazı gerçekleri ört bas etmek ve saklamak için kullanılmamalı. Bir kentteki hayatın olağan seyrini bozmamalıdır.